Sue Palmer bu kitapta ebeveynlerin hayatına giren teknolojinin, zaman kavramının anlamını değiştirişinden dem vuruyor. Zaman kaybedilecek boş bir şey olmaktan çıkınca ebeveynler hayatlarını daha hızlı hale getirecek ‘şeyleri’ hayatlarına sokuyorlar. Hızlı yemekler, hızlı uyku araçları, ebeveynin yerini alacak hızlı çözümler (e bakıcılar) vs… Bu kitap çocuklarla ilgilenmek, yemek yapmak, konuşmak, uyutmak, eğlenmek gibi günlük aktivitelerin azalmasının çocukların hayatını nasıl zehirlediğini görmemizi sağlıyor. Palmer’a göre aslında kaybeden sadece çocuklar değil, ebeveynler de… Bunun için aksiyonu geçecek olan kişilerin ebeveynler olduğunu söylüyor ve ekliyor;
“Modern teknolojinin seri tempolu dünyası, biyolojik gelişimin yavaş ilerleyen süreciyle tam bir tezat içindedir. Küçük bir çocuğa bakmak, onun ihtiyaçlarına yoğunlaşmak için zamanı askıya almak anlamına gelir. Defalarca ce-e oynamak, uykudan önce en çok sevdiği masalı kork üçüncü kez okumak, kısa bacaklı bir bebekle park boyunca ağır ağır yürümek, çocuğunuzun arabayı yıkamaya yardım etmesine izin vermek ve burada bahçeyi batırmasını izlemek- tüm bunlar ağır çekimde gerçekleşir. …. çocukların elektrik hızında değil biyolojik hıza göre ilerleyen gerçek insan bakımına ihtiyaçları vardır. Çocuklar gerçek ailenin verdiği güven hissine, dünyayı ilk elden deneyimleyip öğrenmek için fırsatlara, gerçek arkadaşlara ve komşulara ve piyasanın baştan çıkarıcı çağrılarına direnmelerine yardımcı olacak insani değerlere ihtiyaç duyarlar. Bunun olması için uzaktan kumandaları toplamamız ve kapatma düğmesini yeniden icat etmemiz gerekiyor.” (Alıntı)