2 YAŞ SENDROMU

2 YAŞ SENDROMU VE SINIR KOYMA

‘Siz bakmayın ona o çok fena, bile bile yapıyor.’
‘Aklı öyle de güzel eriyor ki bi’ bilseniz, parmağında oynatıyor beni,’
‘İstediği olmayınca ya ağlar ya dövünür, baş edemiyorum artık,’
‘Ağlamadan söyle çocuğum, ağlamaaa’
‘Ağla o zaman, susana kadar yapmıyorum istediğini!’

Tanıdık geldi mi? Bu cümleleri ya kendinizden ya da etraftaki birilerinden biliyorsunuzdur.
Peki bu işin oluru bu mu? Yani doğduğu günden beri koynumuzda öpe koklaya büyüttüğümüz küçük insanlar ‘biraz’ büyüdü ve cümlelerimizi anladı diye bitti mi o cicim ayları? İçlerinden çıkan ‘canavara’ rağmen, işleri yoluna koymanın bir yolu yok mu? Biz kötü anne babalar, onlar da yaramaz çocuk mu olacak hikayenin sonunda. Meşhur terrible two (korkunç 2 yaş, 2 yaş sendromu) kapıda mı?

Uzm. Kln. Psk. Börte Özdemir: ‘’Ebeveynler bebeklerinin ağlamasına dayanamaz, yenidoğan günlerinden itibaren aylarca bu sesle uyarılır, bebeğin ihtiyacına koşulsuz koşarlar. Bu içgüdü değişmese de yerini zamanla ‘Ağlamadan söyle,’ye bırakabiliyor. Bebeğin hem gözle görülür bir büyüme geçirmesi hem de artan algılarına bakınca, ebeveynlerin bebeklerden beklentileri artabiliyor. Oysa onlar hala çok küçükler. Bir sürü yeni yetenek kazanmış olsalar da önlerinde daha aşılacak çok engel var. Bu da onları hem yoruyor, hem de zorluyor. Anne baba bakış açısını değiştirdiğinde, cephe almak yerine anlamaya çabaladığında zaten sorunların büyük kısmı çözülüyor. Bu röportajın bel kemiği bu küçük not olsun.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.