Çocukları anlamak ve çocuklara kendini anlatmak ebeveynler açısından çoğu zaman zorlayıcı bir konu olabiliyor. Bazen çocukların ne istediklerini veya ne anlattıklarını tercüme edebilecek biri olsun isteyebiliyorlar. Ya da tam tersi? Söylemek istediklerini hemen anlasın, dediklerini hemen duysun ve yapsın gibi bir dilek çıkıveriyor içlerinden. Aslında tam böyle bir durumda hem yetişkinler hem de çocuklar anlaşılmak istiyor.
Sözel kapasitenin gelişimi çocukları bir nebze olsun yetişkinin konuşma dünyasına yaklaştırsa da çoğu zaman okul öncesi dönemdeki çocuklarla da iletişimde sorunlar yaşanabiliyor. Çünkü çocuğun yaşadığı duygular ve olaylar kelime haznesinden bağımsız olarak, onun hem anlatma halini hem de dinleme halini etkileyebiliyor. Bu durumda yetişkinlerin sakin kalarak kendi iletişim kurma yollarına tekrar tekrar bakmaları ve su yolaklarında akmayan yerin neresi olduğunu keşfetmesi gerekebiliyor.