Catherine Mathelin bu kitapta hem anne babaların ağzından hem de psikanalizin bakış açısından yazarak günümüz ebeveynlik tarzını okuyucuya sorgulatmayı deniyor. Hızlıca alınan tavsiyelerin ebeveynler açısından neden işe yaramadığını durup düşünmelerini istiyor. Her ebeveynin geçmişi kendi ebeveynlik yolculuğunda bir yerlerde gizli. Ve her çocuk kendi biricik özellikleriyle o biricik aile yapısının içinde büyüyor. Bu sebeple Mathelin kafaları karıştıran şeyi tavsiyelerden ziyade anne babaların kendi ebeveyn oluş tarzları olarak belirliyor. Mükemmelliğe bu kadar dikkat vermek yerine asıl dikkat edilmesi gerekenin ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişki olduğunu söylüyor (Psikanalist olarak tavsiye konusundan kendi alanını da eleştirmeyi kitabın sonunda unutmuyor) ve ekliyor;
“Ana babalar, psikanalistlerin tavsiyelerini “uygulayarak” çocuklarıyla ilgili her türlü sıkıntıyı atlatabileceklerini sanıyorlar. Bu istek, günümüzün mükemmellik ideolojisi ile bağdaşıyor. Günümüzün beklenen istenen çocuğu bütün olanaklara sahip olarak dünyaya gelmelidir. Ana babanın sorunsuz bir çocuğa sahip olma “hakkı” vardır. Yapılmadıklarından emin olmak, en ufak bir yanlış yapma tehlikesinden kaçınmak için işin erbabına başvurular. Çoğu zaman psikanaliz ile pedagojiyi birbirine karıştırırlar ve bu arada asıl önemli olanın “doğru yapmak” değil “olmak” olduğunu yani o çocuğun ana babası “olmanın” doğru yolunu bulmak olduğunu unuturlar.”(Alıntı)