OKULLAR AÇILIRKEN..

OKULLAR AÇILIYOR, TÜM EBEVEYNLERE BAŞARILAR!

Çocuklar ebeveynlerin yansımalarıdır derler, ben daha ziyade geçmişimizin çocuktan ebeveyne yansıması olarak görmeyi teklif ediyorum. Hayatın çeşitli aşamalarında kendimizle, kendi yaşantılarımızla, kendi zorluklarımızla ilgili şeyler çocuklarımız tarafından birebir tetikleniyor. Okula başlama süreci de bu aşamalardan sadece biri… Gelin bu sefer okula başlama sürecinde çocukları değil de “veliliğimizi” konuşalım.

İlk kez “veli” olan ebeveynlerin en az çocukları kadar (hatta bazen daha fazla) endişelenmeleri, kaygılanmaları ya da heyecanlanmaları çok normal. Çünkü çocuk sahibi olduktan sonra ilk gündemimiz anne/baba olmaya alışmak oluyor. Ve bu roldeki aldığımız uzun yoldan sonra hayatımıza ilk giren rol, Veli Olmak. Tüm çocukların biricik olması gibi ebeveynler de biricik. Bu sebeple ebeveyn olarak her birimiz bu süreçte farklı duygular hissedip farklı konular üzerinde düşünüyoruz. Çocukların okula başlama sürecini yönetmek için tüm stratejileri öğrensek bile her birimiz kendi zorluğumuz ile karşı karşıya kalıyoruz. Nasıl mı?

Okul, bir ebeveyn için ne demek? Yeni bir başlangıç belki. Her yeni olan şey gibi bilinmezliği ve belirsizliği sebebiyle kaygı uyandırıyor. Bir miktar kaygı hissetmemiz normal. Okul temelde bizim için ne anlama geliyor? Birşeyler öğreneceği bir kurum mu, yoksa gelişeceği bireyliğini ortaya koyacağı ve sosyal kimlik oluşuracağı başka bir ortam mı? Ebeveynlerinin öğreteceğinden fazlasını öğreneceği bir kurum belki. Ama öğreneceği şeyin ne olduğu da biz ebeveynlere göre içini doldurmamız gereken yepyeni bir alan sunmuş oluyor. Birimiz okuldan şunu öğrensin derken bir diğerimiz bambaşka bir şey diyebilir. Bu noktada da bir miktar endişe hissetmemiz normal. O zaman okuldan ne bekliyoruz? Farkında olduğumuz beklentilerimiz neler? Başarılı olmasını mı, sevdiği alanı bulmasını mı? Akademik başarı pek çok kere aksini iddia ettiğimiz yerlerde bile içimizden çıkan bir istek. Bir çocuğun okulda başarılı olması bir ebeveyn için gurur verici bir durum. O zaman bir miktar heyecan hissetmemiz de normal. Bu süreçte en çok zorlandığımız şey ne? Bizden ayrılmakta zorlanması ve uyum sağlayamaması mı? Okula başlama çocuğun hayatının başka bir aşaması ve ebeveynlerinden uzakta yeni bir ortamda yeni beklentilere uyum sağlaması zaman alabilir. Çocuğumuzun bu aşamaya gelecek kadar büyümüş olmasını fark etmek bizi hüzünlendirebilir. Yani bir miktar üzüntü hissetmemiz de çok çok normal.

Tüm bunlar yeni veli olmuş ebeveynler için normal. Önce hepimizin bir miktar  kaygılanabileceğini, heyecanlanabileceğini ve/veya hüzünlenebileceğini kabul etmek gerek. Kabul etmek ve iç sesimizi duyabilecek kadar kendimizi de fark etmek gerek. Bu yeni rol için kendimize zaman tanıyarak ilerlemek gerek. Çünkü daha önce bizde çocuktuk ve bizde öğrenciydik. Hikayemizde belki uykusuz geceler vardı. Belki okula gitmek istememeler… Anne babamızdan ayrılmak bize zor geldi belki, korkutucu ve yalnız. Belki bu sorumlulukların altında ezildik, çok çabuk büyüdük, fazla geldi. Yeterince oyun oynayamadık. Ödev yapmak istemedik. Bu sebeple cezalandırıldık, şart koşulduk. Anne babamız çok uğraştılar belki, tek bekledikleri “biraz daha yüksek bir nottu”. Neyi sevdiğimiz ve hangi konuda yetenekli olduğumuz hiç duyulmadı. Çünkü giydiğimiz formayı ancak yüksek not alırsak gururla taşıyabilirdik. Belki de akademik anlamda herşey yolunda gitti ama bir tek arkadaş bile edinemedik. İçe kapandık, diğerleri oynarken sınıftan onları seyrettik. Ya da belki teneffüse çıkamadık. Çünkü diğerleri tarafından zorlandık, engellendik, etiketlendik.

Ne olduysa bize orada, geçmişimizde, bizi “Veli” olarak etkilemekte. Okula yeni başlayan çocuğun kaygılanışını kaldıramayışız orada. Kapının önünde korku içinde gitmeyelim diye ağlayan çocuğumuzu duyamayışımız orada. Diğer çocuklardan küçük oluşunun verdiği endişe de orada. Bir an önce okumayı öğrensin istememizdeki telaş işte orada. Sınıfın birincisi olmasını bekleyerek, ödevlerinizi onun yerine yaparak yarıştırdığımız veliliğimiz de orada. Ya da başka çocuklarla ilişki kuramayışındaki çaresizlik. Örselendiğinde, etiketlendiğinde ağlayışını susturma çabamız tam orada. Bir veli olarak bizi daha hassas kılan her ne varsa aslında orada, bizim geçmişimizde. Artık büyüdük ve okullu olduk. Çocuğumuz ile beraber gelen ve tetiklenen bütün duyguları fark edelim. Fark edelim ki okul döneminde önümüze çıkan zorlukların asıl sahibi kim bilelim. Hassas olduğumuz konularda kendi yaralarımız varsa görelim. Görelim ki kendimizi de şefkatle saralım. Böylece kendimize verdiğimiz desteği çocuğumuzun yeni okul döneminde zorlandığı anlarda ona da verebilelim.

 

Okullar açılıyor, tüm ebeveynlere başarılar dilerim.

Uzman Klinik Psikolog Börte Özdemir