TRAVMATİK OLAYLARIN ETKİLERİNDEN KORU(N)MAK

Travma nedir?

Kişinin fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü derinden tehdit eden her türlü olay, bir çeşit travmadır. Kişinin yaşamına, vücut bütünlüğüne, inanç sistemlerine ya da sevdiklerine yönelik tehditleri içerir. Travmatik bir deneyime maruz kalmak, bir kişinin gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma, kendisinin ya da başkasının fiziki bütünlüğüne karşı bir tehdit olayını yaşaması, böyle bir olaya tanık olması durumlarında oluşabilir. Travmatik olaylar, hem doğal afetler (deprem, sel, fırtına vb. ) gibi doğal yollarla hem de kazalar, savaşlar, politik, dini temelli zulüm ve şiddet olayları gibi insan eliyle oluşabilirler. Her türlü travmatik durum karşısında çocuklar etkilenmeye en açık gruptur.    

Çocuklarda belirtiler nelerdir?

Travmalara maruz kalanların gösterdiği birtakım belirtiler vardır ki bu belirtiler anormal bir durum karşısında gösterilen normal tepkilerdir. Çocukların travmatik olaylardan sonra gösterdikleri değişiklikler ve davranış değişiklikleri de bu tür tepkilerin sınıfına girer.

Çocuklar genellikle duygusal yoğunluğu fazla olan olaylar karşısında sözel ifade yerine, bedensel ve davranışsal değişimler gösterirler. Endişeli ya da üzgün bir ruh hali, huysuzluk, huzursuzluk, çabuk öfkelenme, saldırgan davranışlar, içe kapanma, hareketliliğin artması ya da tersine çok azalması gibi değişiklikler onların kendini ifade etme biçimini oluşturur. Duygusal bu değişimlerin yanında bedensel olarak da baş ve mide ağrıları, kusmalar oluşabilir. Davranışsal olarak ise, stres karşısında kaygısı artmış çocuklarda altını ıslatma, uyku ve yeme düzenlerinde bozulmalar, sık sık ağlama, anne-babaya yapışma gibi yaşlarının gerisinde, bebeksi davranışlar görülebilir.

10 adımda neler yapabiliriz?

  1. Çocuklara yardım edebilmek için öncelikle ebeveyn olarak kendinizle ilgilenin. Tanık olduğunuz durumların negatif etkilerinden arınabilmek için önce kendi bedeninizi kontrol edin, kendinizi toparlayın.
  2. En temel olarak güvenlik algısının sarsılmış olması sebebiyle önceli kendinizi fiziksel olarak güvende hissetmenize yardım edecek kişilerle birlikte olmaya çalışın.
  3. Çocukların da dünyaya karşı güven algılarının sarsıldığı için size daha yakın olmak isterler. Yanlarında ve yakınlarında bulunun. Daha fazla fiziksel temas (sarılma, öpme ve kucaklama) gösterin.
  4. Çocuğunuz ile yaşadığı fiziksel ve duygusal tepkileri konuşun. Onu anladığınızı ve bu tür olağandışı olaylardan sonra bu belirtilerin son derece normal olduğunu belirtin.
  5. Daha fazla tv, gazete ve sosyal medya gibi kaynaklardan travmatik olayların görüntüleriyle karşılaşmalarını engelleyin. Aynı şekilde ebeveyn olarak bir şey size fazla geldiğinde durun veya o şeyi izlemeyi /okumayı /düşünmeyi bırakın.
  6. Bu süreci konuşmanın “travmayı anlamlandırma” sürecinin bir parçası olduğunu unutmayın. Kendi tepkilerinizi kontrol edebildiğinizi düşündüğünüz bir zamanda, sakin ve güvenli bir ses tonu ile durumu çocuğa tanımlayın. Ve ona sizinle konuşabileceğine dair güven verin.
  7. Travmatik konular üzerine bir kez konuşmak çocuğunuza yetmeyebilir. Kabul edici bir şekilde dinleyin, sorularına cevap verin, gerektiğinde tekrarlayın.
  8. Duygu ve düşüncelerini ifade etmek için çizdikleri resimleri, oyunları sakince izleyin. Koşma, hoplama, zıplama gibi hareketli oyunlar onların bedenlerinde biriken ifade edilememiş duyguları dışa vurmalarını sağlayacaktır. Bu durum sizi endişelendirmesin. Onları engellemeyin.
  9. Bir yandan kendinizi diğer yandan çocuğunuzu izlemeyerek çocuklarınızla beraber günlük rutininize geri dönmeye çalışın.
  10. Travmatik yaşantılar sonrası oluşan bütün bu tepkilerin ve değişikliklerin anormal bir durum karşısında normal tepkiler olduğunu unutmayın. İyileşmek için hem kendinize hem de çocuğunuza zaman tanıyın. Ve iyileşme yeteneğine güvenin. Profesyönel destek almaktan çekinmeyin.

Bu yazı bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi amacı için psikolojik veya psikiyatrik desteğe başvurmaktan çekinmeyin.

 

Klinik Psikolog Börte Özdemir