ZAMANIN HIZINA AYAK UYDUR(AMA)MAK

Günlük koşuşturmacalar ve yapılması gereken işler gerek annelerin gerekse babaların zihinlerini meşgul eden büyük bir sorun. İş yaşamı, aile yaşamı, çocukların gelişimi ve eğitimi gibi pek çok ana başlık altında sosyal ve özel yaşamı birbiriyle bağdaştırmak epey zorlaşıyor. Özellikle çalışan anne babalar eve döndüklerinde çocukları ile vakit geçirmek konusunda fazlaca stres altında kalabiliyor. “Yapılması gerekenler listesi” ebeveynleri işleri başından aşkın yetişkinlere çevirirken, hayatı acımasız bir yarışa döndürebiliyor. Üstelik anne babalar genellikle “zamansızlık” hissinden kaynaklanan strese maruz kalıyor.

Ebeveynlerin iş yükleri, eve ulaşımları, evde geçirecekleri saat diliminin aralığı ve yapılması gereken işler arasındaki denge(sizlik) koşuşturmalı hayatın temelini oluşturuyor. Tüm bunlar arasında stresi ve yorgunluğu azaltmak için anne baba olarak kendimize zaman ayırmayı düşünebiliriz. Ancak zamanın hızına ayak uydurmak pek mümkün olmayabilir.

Herkes için etkinliklerin üç tür yükü vardır: Fiziksel yük (yapılması gereken işler için harcanan enerji ve kas gücü), Zihinsel yük (yapılması gereken işlerle ilgili düşünme, planlama ve hesaplama için harcanan zihin gücü) ve Ruhsal yük (yapılması gereken işlerle ilgili hissedilen yoğun duygu ve düşünceler). Bitkinlik ve yorgunluk gibi durumlar aşırı fiziksel yükten değil de genellikle etkinliklerin neden olduğu zihinsel ya da ruhsal yükün aşırılığından kaynaklanır.

10 adımda neler yapabiliriz?

  1. Gündelik etkinliklerinizin (ev işleri, çocukların bakımı, çocuklarla yapılması gereken işler, sosyal faaliyetler, kişisel faaliyetler) listesini yapın. Listedeki etkinlikleri fiziksel, zihinsel ve ruhen yoruculuğuna göre ayırın. Bu etkinliklerden kaç tanesinin değerlerinize uygun, sizin için anlamlı ve öncelikli olduğuna bakın.
  2. Memnuniyetle vazgeçebileceğiniz ya da sıklığında azaltmalar yapabileceğiniz etkinlikleri belirleyin. Evdeki kişilere (çocuklar, eş ya da yaşayan diğer bireyler) sevdiğiniz/sevmediğiniz aktiviteler ile ilgili iş değiş tokuşu yapmayı teklif edin.
  3. Yaşamınızdaki temel rolünüzü ve önceliğinizi belirleyin: Çalışan rolü mü? Ebeveyn rolü mü? Arkadaş rolü mü? Eş rolü mü? Yaptığınız etkinliklerin anlamlı olması enerjinizin korunmasını ve keyif almanızı sağlayacaktır.
  4. Listedeki gündelik etkinlikler arasındaki zamanın dengeli dağıldığından emin olun. Farklı türde etkinlikleri arka arkaya koyarak sadece fiziksel yük ya da sadece zihinsel yük oluşmasına engel olun. Burada kişinin kendi ritmini ve çalışma kapasitesini dikkate alması önemlidir.
  5. Etkinliklerinizi planlarken ihtiyaç duyacağınız enerjiyi göz önünde bulundurun. Fazla enerji gerektiren işleri mutlaka enerjinizin yüksek olduğu zamanlara erteleyin. Daha yorucu olan işleri haftanın tamamına yayın ve etkinlikler arasında kısa süreli molalar verin.
  6. Hem işlerinizi hem de iş alanlarınızı daha az fiziksel enerji harcayacak şekilde sadeleştirin. Böylece sahip olduğunuz enerjiyi daha etkin kullanabilirsiniz.
  7. Gündelik etkinlikleri mutlaka programlayın. Hangi etkinliğin ne zaman yapılacağı ile ilgili sorunların stresinizi ekstra artırmasına izin vermeyin.
  8. Stresinizi azaltmak için tüketiminizi azaltın. Daha fazla eşyaya sahip olmak, daha fazla iş yüküne sahip olmayı beraberinde getirir.
  9. Çocuklarla etkinlikleriniz içinde dingin olarak hareket edin. Bunun için, dikkatinizi içinde bulunduğunuz ana çekmeye çalışın.
  10. Çocuklarınızın her hareketini kontrol etmek yerine onlara saygı gösterin ve davranışları ile ilgili konuşmanız gerektiğinde etkin iletişim stratejilerini kullanın. Çocuklarınızla eğlenmek için kendinize izin vermeyi unutmayın.

Bu yazı bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi amacı için psikolojik veya psikiyatrik desteğe başvurmaktan çekinmeyin.

 

Klinik Psikolog Börte Özdemir